Cumartesi, Haziran 28, 2014

Yüzleşme

Adam tüm acımasızlığını gösteriyordu. Eğil ve itaat et. Yüzündeki çizgilerin yarısını çaldığı hayatlarla derinleştirmişti. Çizgiler gittikçe derinleşiyor ve uzuyordu. Görüş açısı iyice daralmıştı. O dört duvar artık evi değildi, her zaman korktuğu o karanlık, kemirgenlerle dolduruyordu etrafı. Karanlık daha da kendini gösteriyor Adam kendi beynini çıkarırcasına saldırıyordu küçük kızına. Kir içinde ayaklarıyla koşturuyordu, dönüp geldiği yer her zaman aynıydı: çizgiler, karanlık, kemirgenler ve kaçış.
Küçük kızı ona bakıyor öfkeli, gözyaşları her zaman akmadan kurumus kirpiklerinde, elinde en sevdiği oyuncağı belki, uzatıyor babasına.
Çizgiler, çizgiler.. Eğil ve itaat et. Eğil. Başı iki elinin arasında şimdi, öylece sabitlenmiş, onun dışında her şey hareket ediyor, değişiyor, gelişiyor, yeni bir hat kazanıyor.
Adam iki elini başından indirip kızına bakıyor. Bakıyor ki baktığı ne varsa karanlığa karşı açılmış bir savaş.
en büyük savaş ise kızı.
Kız büyüyor, Adam yaşlanıyor.
Eğil ve itaat et.
Ellerini uzatıyor kız, Adam gözlerini kısmış görmeye çalışırken. Hala dudağında o sözcükler "Eğil".
Elleriyle dokunuyor adamın yüzüne kız, her bir çizgisine yavaş yavaş.
Adam karşısında titriyor, bükülüyor, nefes alamıyor. Çizgilere dokundukça kayboluyor, derinlik sığlaşıyor. Adam dizlerinin üzerine çöküyor, kalkmak istedikçe daha da sert dokunuyor kız yüzüne, iki eliyle gözlerinin hatlarında daire çizerek.
Kız yaşlanıyor, Adam büyüyor.

" Aileni, asla kendi çıkarların için kullanma, zira aile en önce anlayışı gerektirir."